OZON TABAKASI VE MALATYA - Ali Yiğit

OZON TABAKASI VE MALATYA


Hafta başında başlayan yağmur devam eder köylü yağmurdan hasadını toplama fırsatı bulamaz.
Bu işe bir çare bulalım derler.
Aralarında konuşa konuşa bir karara varırlar.
Toplanıp  belediye başkanına  gidelim bu soruna bir çare bulmasını arz edelim derler.
Ertesi gün toplanıp  belediye başkanına giderler.
Sn başkanımız bizim halimiz nicedir bulursan sen bir çare bulursun bizim derdimize derler.
Başkan ne sorununuz var  elimizden geleni yapalım der.
Anlatırlar.
Artık ekinleri toplama zamanı ancak haftalardır yağmur devam ediyor, yağmurdan fırsat bulup ekinlerimizi toplayamıyoruz.
Yağmurun kesilmesini önleyecek bir tedbiriniz yok mu?
Başkan düşünür taşınır..
Hani yağmur yağmasa ''Yağmur dua'' sına çıkılır.
Yağmurun kesilmesi için ne yapılabilir.
Köylüde çareyi  başkanda  buldukları için onları da geri çevirmek istemez.
Arkadaşlar ozon tabakası yırtılmış bizde ekipleri kaynak yapmaları için gönderdik hemen hemen kavuşmak üzereler..
Vatandaş pek memnun bir şekilde  ayrılıp  köye doğru yola çıkarlar.
O arada şimşek çakmaya başlar..
Ula uşaklar ekipler ozona kavuşmuşlar aha da ''Kaynak'' yapmaya başladılar..
Evet siyasetin olduğu yerde esneklik vardır.
Bizde bir söz vardır olmayacak duaya da amin denmez.
Günü kurtaracak cevaplar sonra sizi gelip bulur ve yakanıza yapışır.
Kışla caddesi esnaf sorunu günlerce konuşuldu.
Bir taraf sizi buradan yıl sonuna kadar kimse çıkaramaz der.
Diğer taraf hayır 15 gün içinde boşaltılacak..
Bakan yardımcısı mağdur olan ve kendisine ulaşan  bir iki esnafa gidin millet bahçesi içerisine dükkanınızı yapın der.
Belediye gider mühürler.
Vakıflar bölge müdürü ''Söğütlü Cami'' emekliler parkı içerisine yapılacak der.
Belediye Başkanı o  konuda yetkili biziz der.
Ve Söğütlü camii oradan oraya dolaşıp dururken Yeni (Teze) caminin yanına yapılmaya karar verilir.
Kalabalık ortamda günü kurtarmak anlamında verilen cevaplar sonrası kaoslar ve mağduriyetleri beraberinde getirir.
Sözü anlamlı bir kıssa ile sonlandırmak gerekirse..
Kral, dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan muhafıza sordu:
Üşümüyor musun?
Muhafız:
Alışığım efendim, dediğinde Kral:
Olsun, sana sıcak elbise getirmelerini emredeceğim, dedi ve gitti.
Ancak bir süre sonra içeri girdiğinde emri vermeyi unuttu.
Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cenazesini gördüler, duvarın üzerine şöyle yazılıydı:
Soğuğa alışkındım; fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü.
Tutulmayan vaatler öldürür.
Kalın sağlıcakla
...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
17Tem

MUHTARI KOLUNA TAKAN KAZANIR..

17Tem

MUHTARI KOLUNA TAKAN KAZANIR..

06Tem
28Haz

MAKAM SAHİPLERİ..

26Haz

ALDIĞIN FİATA GİTTİ BABA