Kerim BAYDAK

Saat, 12-13 Arası! Ata İşte, Neylersin

Kerim BAYDAK

Arkadaşlarla oturmuş, sohbet ediyoruz.
Bir arkadaşımızın suskunluğu dikkatimizi çekiyor.
Kırmamak ve üzmemek adına, soru sorup canını sıkmak da istemiyoruz.
Suskunluğu ve üzüntüsü de bizim canımızı sıkmıyor değil.
Bir şekilde “daldan dala atlar” misali, bir sıkıntısının olduğunu ve bize de anlatarak açılmasını istedik.
Başlarda “yok” falan dediyse de sonunda ısrarlara dayanamayarak, anlatmaya başladı.
“ 80 yaşın üzerinde olan babamla sıkıntılarımız var, bir türlü baş edemiyoruz!”
“Hayırdır, ne oldu ki?”
“Vallahi, şaşırdık kaldık, ne yapacağımızı bilemiyoruz!” 
“Ne sıkıntısı var?”
“Birkaç ay evvel annemizi kaybettik, annem sağ iken, o derdini, nazını, hazını, hasta olmasına rağmen, yine de çekiyordu. Bize çok iş düşmüyordu. Annem rahmetli olduktan sonra, çekilmesi o kadar zor biri oldu ki, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Şaşırıp kaldık vallahi.”
“Kiminle kalıyor, yanında kimse kalmıyor mu?”
“Yok, bize gel diyoruz gelmiyor, orada-burada  “çocuklar bana bakmıyor” diye şikâyet ediyor bizi.”
“Yeme-içme işini nasıl yapıyor, zor vallahi işiniz. Allah yardımcınız olsun.”
“Yemek götürüyoruz yemiyor, banyo yaptıracağız, yapmıyor, sonra da “bana yemek getirmiyorlar, bakmıyorlar” diyor.”
“Ne yapıyorsunuz ya?”
“Eskiden zordu, şimdi daha da zor biri oldu.”
“Ee. Ne olacak, ne yapıyorsunuz? Ne yapacaksınız şimdi.”
“Bilemiyoruz, bir de daha kötüsünü yaptı.”
“Hayırdır!” 
“Karakola gidip, bizi şikâyet etmiş.”
“Niye ?”
“Çocuklarım bana bakmıyorlar, hırsızlık yapıyorlar, elimdeki altınları, bankadaki paraları mı zorla elimden almaya çalışıyorlar.”
Güvenlik güçleri, “ amca çocuklar niye çalsın ki, hem anne, babalar çocukları için çalışmıyorlar mı?” demişler, demesine de bir türlü ikna edememişler. 
Saatlerce karakolda ifade veriyoruz.
“Hem Alzheimer hastalığı var, her şeyi unutuyor. Ne yaptığını, kime ne dediğini hatırlamıyor; ama bize de eziyet ediyor/ettiriyor.”
“İşiniz zor vallahi, çekeceğiniz var, desenize!”
“O da yetmezmiş gibi, bir de Parkinson hastalığına yakalanmış, elleri, kafası titriyor. Bazen bize bağırıyor, ağzını açtı mı, başlıyor okkalı küfürler etmeye. Doktora götüremiyoruz. Resmen eziyet çektiriyor. Annemin ölümünden sonra, daha da kötü olmaya başladı. Şaşırıp kalmışız, anlayacağınız. İşte, durum bundan ibaret.”
“Gerçekten işiniz zormuş, Allah onunda, sizin de yardımcısı olsun. Allah elden ayaktan düşürüp, size yük ettirmesin. İmtihanınız gerçekten çok zormuş.”
Annesi-babası sağ olanlar, ancak halinizden anlar; ama sonuçta anne-baba işte, neylersin. Anne-babaya bakmak, dinen bizim en asli ve önemli görevimizdir.
Başına gelemeyenler bilmez ve halinizden anlamazlar.


Kerim BAYDAK
[email protected]

 

Yazarın Diğer Yazıları