Kerim BAYDAK

Net Ortamı, Dert Ortamı

Kerim BAYDAK

Nedense insanlar birbirlerinin zaaflarından nemalanarak, yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyorlar.
Bazı kendini bilmez dalkavuklar, insanların başlarına gelen felaketlerden, kendilerine olumlu anlamda pay çıkarmaya çalışıyorlar.
İnsan yaşadığı süre içerisinde, başına olmadıklar işler açılmakta, felaketler yaşamakta, acılar çekmekte, yanlışlar yapmakta ve sıkıntılar yaşamaktadır.
Hayvani duygu ve düşüncelere sahip, bazı hayvandan da aşağı olan asalak yaratıklar da bu yaşananlardan beslenmeye çalışıyorlar.
İşin içine teknolojik gelişmeler içerisinde yer alan sosyal medya da girince, önü alınamaz vaziyette sanal bir yaşam biçimiyle, son sürat hezimete uğramalar olmaktadır.
Tabiri caizse, âdeta cadı kazanına dönmüş vaziyette sosyal medya.
Binlerce, milyonlarca kazan kaynıyor; her boyda, her sıcaklıkta, her renkte, her genişlikte…
Kaynadıkça, buharlaşıyor, yenisi ekleniyor, durmadan, bıkmadan, usanmadan…
Yüzbinlerce insan da her şeyi terk etmiş, bu sanal âlemde, yakılanlara, yazılanlara çizilenlere, söylenenlere, cevaplar yetiştirmeye, yorumlar yazmaya, eleştirmeye, takdir etmeye, destek veya köstek olmaya çalışıyor.
İlk zamanlarda, seviyeli bir şekilde devam eden sosyal paylaşım sitelerinde; birileri yazar, çoğuları okur ve medeni kurallar çerçevesinde cevaplar yazılırdı.
Şimdilerde net ortamı öyle bir hale geldi ki, artık kimse kimseyi dinlemiyor, kimse kendine bakmıyor, hep karşı tarafı yıkmaya, yakmaya, talan etmeye çalışıyor.
Araştırılmadan, soruşturulmadan, bizzat doğruluğu tasdik edilmeden,  doğru bildiklerini de terk ederek, kendisiyle yüzleşmeden; ya büyük felaketler yaşıyor ya da bazılarının yaşadığı o felaketlerden nemalanmaya çalışıyor.
Bir takım ihtirasların esiri olarak, uğramış olduğu bazı felaketleri, yalan-yanlış demeden üstüne kattıklarıyla, felaket tellâllığı yaparak, başkalarına duyurarak, başkalarını suçlu ilan ederek, keyif çatıyor, ağzı salya-sümük akıtarak, bundan keyif almaya çalışıyor.
Kim ne/neyi, nasıl alıyor, nelere sebep oluyor, düşünen yok.
Pislikleriyle, zaaflarıyla, huysuzluklarıyla yaşayanlar her geçen çoğalıyor bu âlemde.
Bu dünyaya dalan, bir daha geriye dönemiyor, çırpındıkça, çabaladıkça daha derinlere batıyor.
Yolunu bulurum deyip, kendine aşırı güvenenler bile, dehşete kaplıyor, telâş içerisinde kıvranıp duruyor.
Resimsiz, ifadesiz, karaktersiz, kimliksiz, karanlık yüzler, hep şifreli ve rumuzlu meydanların, fanatizmin hâkim olduğu, futbol tribünlerine döndüğü, gayya çukurlarından farklı olmayan bir ortama dönmüş durumda internet ortamı.
Öyle akıl almaz olayalar ve hadiseler gelişiyor, öyle yazılar ve söylemler ortaya çıkıyor ki insanın çileden çıkmaması mümkün değil.
Huzur bulunacak, rahat edilebilecek, ahlaken düzelebilecek yol sanrım bu internet ortamı değil. Aksine her türlü envaı çeşit pisliğin döndüğü bu melanet ortamda, biraz zaaflarının düşkünü isen, bu sanal ortamda kaybolmaman mümkün değil.
Anlayacağınız net ortamı, dert ortamıdır.
Bilin de ona göre davranın.

Kerim BAYDAK
[email protected]

 

Yazarın Diğer Yazıları