
19 MAYIS ANISINA
Dr. Hasan YAĞAR
Yediden yetmişe hemen herkesin bildiği üzere, Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, maiyetiyle birlikte, Milli Mücadeleyi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Görüldüğü üzere bu tarihte üç tane 19 rakamı var. Bir tanesi Mayıs’ın 19’u olan 19 rakamı; Diğer ikisi de 1919 yılında yer alan iki tane 19 rakamı.
Bu konuya, Yani Milli Mücadele harekâtına vakıf olduktan sonra zihnimde bu işte mucizevî bir yan olduğunu hep düşündüğüm için bu hususla ilgili birçok araştırma yaptım. Bunda İlahî bir takdir olabileceğini tasavvur ettiğim için de genel olarak Kur’an’î alanda dolaşıp durdum. Yaptığım araştırma, bu konuda ne denli isabet ettiğimi ortaya koydu.
Şöyle ki:
Yaptığım çalışmada, birçok araştırmacının çalışmaları ile birlikte Prof. Dr. İbrahim Esinler’in 13 Mart 2019’da kaleme alıp, daha sonra 09 Aralık 2023’te güncelleme yaptığı bir makalesine ulaştım. Bu makalede konumuz olan 19 ile Kur’anî tasarımda bir paralellik olduğunu sevinç ve hayretler içinde kalarak gözlemlemiş oldum.
Mesela, Kur’an’da her Sûrenin başında yer alan ve halk arasında “Besmele” olarak bilinen ve Kur’an okunacağı zaman onsuz başlanamayacağı bilinen “Bismillahi Rahmani Rahim” ayetinin 19 harften oluştuğunun tespit edildiğine tanık oldum.
Kur’an’la haşir neşir olan herkesin bileceği üzere Kur’an’da 114 Sûre mevcuttur. Bu 114’ün, 19’un 6 katı olduğu görülmektedir. Örneğin 6x19=114. Ancak Bu Sûrelerden birinin başında Besmele yoktur. O da Bir adı Tövbe diğer adı ise Berâe olan ve müşriklere: “Hiçbir sorumluluk kabul edilmeyeceğine dair bildiri”anlamını taşıyan ve dahi sözünde durmayıp savaş ilan edenlere mukabil savaş ilanı anlamına gelen Berâe’nin başında “Rahman ve Rahim Olan Allahın Adıyla” anlamına gelen Besmele ayeti -Yüce Yaratıcının katl ve kıtale razı olmadığı anlamından dolayı- bu surenin başında Besmele bulunmamaktadır. Bu durumda demek oluyor ki 113 Sûrenin başında Besmele bulunmakta iken birinin başında bu ayet yoktur. Çok ilginç olarak bu eksik Neml=Karınca Sûresinin (29-31.ayetleri) içerisinde ayrıca bir ayet olarak zikredilmektedir ki böylece her Sûrenin başında bu suretle bir Besmele oluşturulmuş olup bu da 114 etmiş olur. Üst satırlarda değinildiği üzere 114 ise 19’un 6 katı olmaktadır.
Diğer taraftan Müdessir: “Örtünüp Bürünen” anlamındaki Sûrenin 30’uncu ayetinde: “ Onun üzerinde 19 vardır” ibaresi açıkça geçmektedir. Bu ayete meal veren Prof.Dr. Süleyman Ateş bu açıklamaya parantez içerisinde bir de (Muhafız) kelimesini eklemiştir.
Daha da ilginç olarak Kur’an’da Allah kelimesi ve türevleri 2698 kez geçmektedir ki bu, 19’un tam katıdır. 2698/19=142. 142X19=2698.
Bu konuyu Atatürk’ün kişiliği ile ilişkilendirecek olursak: Atatürk 19. YY’da sadece 19 gün yaşamıştır. 19 yaşında Harp Akademisine girmiştir. Gerek doğduğu ve gerekse vefat ettiği yıllar 19’un katlarını ihtiva etmektedir. Örneğin vefat ettiği yaşı olan 57, 19’un 3.katı olmaktadır. Mesela doğduğu yıl olan 1881’i vefat yaşına böldüğünüz zaman 19’un 33. Katına ulaşıldığı görülmektedir.
Sevgili dostlar uzun lafın kısası şu ki; bu 19 Mayıs 1919’da bir İlahî sır olduğunu naçizane olarak değerlendirmekteyiz.
Zira yerli ve yabancı hiç kimsenin ummadığı bir şekilde ve Atatürk’ün deyimiyle “ Millet fakr-u zaruret içindeyken” ve dahi memleketin her tarafını işgal eden ve adına “DÜVELİ MUAZZAMA”=Muazzam- Güçlü demek olan bu devletlere karşı bazen çarıklı bazen de yalın ayak; yarı aç yarı tok haldeki askerleriyle o işgalcileri denize dökmek pek kolay olmasa gerek. Bendeniz bunda İlahî bir sır olduğuna inanmaktayım.
Kısacası O, İlahî bir rahmet olarak bizlere lütfedildi. Amma ve lakin ne hikmetse içimizdeki bazı bedbahtlar hâlâ o muhteşem insana kin güdüp beddua edilmektedirler. Böyle bir cehalet ve dahi böyle bir nankörlük düşman başına demekten başka elimizden bir şeyler gelmemektedir. Allah akıl- izan lütfeylesin başka ne diyelim. Selam ve dua ile.