Evliliği Tehdit Eden 3 Sessiz Krize Dikkat !

Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Evlilik, sadece iki insanın bir araya gelmesi değil; aynı zamanda duygusal, zihinsel ve sosyal bir bağın sürdürülebilirliğiyle ilgili hassas bir dengedir. Bu denge ise zamanla küçük gibi görünen ama birikerek büyüyen bazı sorunlarla kolayca bozulabilir.

Psikolog olarak uzun süredir çiftlerle yaptığım çalışmalarda evlilikleri tehdit eden binbir farklı detayla karşılaşıyorum. Ancak dikkat çeken bir gerçek var: Boşanmalara ya da duygusal kopuşlara neden olan temel sorunlar genellikle hep aynı.

Üç başlık altında toplayabiliriz: İlgisizlik, kıskançlık ve aldatma.

1. İlgisizlik: Duygusal Mesafenin İlk Adımı

Evliliğin ilk yıllarında doğal olarak yoğun olan ilgi ve bağlılık zamanla yerini rutine bırakabilir. Bu doğaldır. Ancak rutinle birlikte gelen duygusal kopuş, fark edilmediği sürece evliliğin temeline zarar vermeye başlar.

İlgisizlik, sadece “nasılsın?” dememek, küçük jestleri unutmak ya da birlikte vakit geçirmemek değildir. Aynı zamanda partnerin duygusal ihtiyaçlarına duyarsız kalmak, onu görülmeyen veya duyulmayan biri haline getirmektir.

İlgisizlik, zamanla karşılıklı içe kapanmaya, kırgınlıkların büyümesine ve en önemlisi eşlerin birbirine karşı duygusal bağını kaybetmesine neden olur. Birçok evlilik, “artık birbirimizi tanıyamıyoruz” cümlesiyle değil, “beni artık umursamıyor” hissiyle çözülmeye başlar.

2. Kıskançlık: Sevgi Değil, Kontrol İsteği

Toplumumuzda kıskançlık çoğu zaman sevginin bir göstergesi olarak yüceltilse de, aslında sağlıklı bir ilişkinin önündeki en ciddi engellerden biridir. Kıskançlık, bir süre sonra eşler arasında güvenin yerini şüpheye, samimiyetin yerini sorgulamaya bırakır.

Sürekli kontrol etme, arkadaş çevresine karışma, sosyal medya takibi, telefon mesajlarını inceleme gibi davranışlar zamanla ilişkiyi bir güven bağı olmaktan çıkarıp bir denetim alanına dönüştürür.

Oysa kıskançlık sevgiyle değil; özdeğer eksikliği, kaybetme korkusu ve çoğu zaman geçmişteki güvensizlik deneyimleriyle ilgilidir. Bu duygunun üstüne gidilmediğinde evlilikte sürekli bir stres hali oluşur ve çiftler birbirine karşı tetikte yaşamaya başlar.

3. Aldatma: Buzdağının Görünen Kısmı

Aldatma, çoğu evliliğin kırılma noktasıdır. Ancak sanıldığı gibi her aldatma “aniden” ortaya çıkmaz. Aslında bu davranış, evlilikte uzun süredir çözülmemiş duygusal veya iletişimsel sorunların bir dışavurumudur.

Elbette hiçbir gerekçe aldatmayı haklı çıkarmaz. Ancak aldatma çoğu zaman eşler arasında yaşanan duygusal ihmal, iletişim kopukluğu ya da karşılıklı saygının yitirilmesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkar.

Aldatılan eş kendini değersiz hisseder, aldatan ise çoğu zaman suçlulukla öfke arasında sıkışır. Evliliğin temeli olan güven bir kez yıkıldığında, ilişkiyi tekrar inşa etmek ciddi bir emek ve profesyonel destek gerektirir.

Peki, Ne Yapmalı ?

Evlilikte bu üç temel sorunla baş etmek için ilk adım farkındalık ve iletişimdir. Sorunlar büyümeden önce konuşabilmek, savunmaya geçmeden birbirini dinleyebilmek ve gerektiğinde profesyonel yardım almaktan çekinmemek çok değerlidir.

Uzman Klinik Psikolog Kaan Üçyıldız,''Her evlilik sorun yaşar. Önemli olan o sorunların üstünü örtmek değil, onların kökenine inip birlikte çözüm üretmektir. Evlilik bir ortaklıksa, bu ortaklığın devamı da iki tarafın da eşit sorumluluk almasıyla mümkün olur.Unutmayın, evlilik dışarıdan gelen büyük darbelerle değil; içeriden gelen küçük ihmallerle yıkılır.''dedi.

Bakmadan Geçme

Malatya Sürmanşet - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!