- Haberler
- Ekonomi
- ASO Başkanı Özdebir: 'Girişimcilik ruhunu korumalı ve buna uygun habitatı oluşturmalıyız'
ASO Başkanı Özdebir: 'Girişimcilik ruhunu korumalı ve buna uygun habitatı oluşturmalıyız'
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, 'Yeni teknolojilerin hayatımıza girme hızında gözle görülür bir artış söz konusudur. Buna bağlı olarak endüstri 4.0, nesnelerin interneti, robotik teknolojiler, big data, yapay zeka gibi kavramlar 2000 sonrası konuşulmaya başlayan, ancak yakın dönemde gündemimize oturan kavramların başlıcalarıdır. Söz konusu teknolojilerin her biri, ekonomik düzende geleneksel iş yapma biçimlerini de derinden etkileyebilecek özelliklere sahiptir' dedi.
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, “Yeni teknolojilerin hayatımıza girme hızında gözle görülür bir artış söz konusudur. Buna bağlı olarak; endüstri 4.0, nesnelerin interneti, robotik teknolojiler, big data, yapay zeka gibi kavramlar 2000 sonrası konuşulmaya başlayan, ancak yakın dönemde gündemimize oturan kavramların başlıcalarıdır. Söz konusu teknolojilerin her biri, ekonomik düzende geleneksel iş yapma biçimlerini de derinden etkileyebilecek özelliklere sahiptir” dedi.
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, Turkcell tarafından düzenlenen “Türkcell Teknoloji Buluşmaları” toplantısına konuşmacı olarak katıldı. Ankara Sheraton Otelde düzenlenen toplantıya Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, Turkcell yöneticileri ve çok sayıda firma yöneticisi de katıldı. Toplantının açılışında konuşan ASO Başkanı Özdebir, Teknoloji ve hızın artık hayatımızın önemli bir parçası olduğunu belirtti. Turkcell’in birçok konuda ilkleri gerçekleştirmiş ülkemizin önde gelen bir teknoloji şirketi olduğunu dile getiren Özdebir, “Hem ülkemizin teknolojik kapasitesinin artırılmasına yönelik katkıları, hem bu tür organizasyonlara verdikleri destek için çok teşekkür ediyorum. Ülkemizin geleceği genç teknolojik girişimcilerimizin, araştırmacılarımızın, omuzlarında yükselecektir” diye konuştu.
2000 sonrası dönemde teknolojideki gelişim ve dönüşüm inanılmaz bir hıza ulaştığını söyleyen Özdebir, “Yeni teknolojilerin hayatımıza girme hızında gözle görülür bir artış söz konusudur. Buna bağlı olarak; endüstri 4.0, nesnelerin interneti, robotik teknolojiler, big data, yapay zeka gibi kavramlar 2000 sonrası konuşulmaya başlayan, ancak yakın dönemde gündemimize oturan kavramların başlıcalarıdır. Söz konusu teknolojilerin her biri, ekonomik düzende geleneksel iş yapma biçimlerini de derinden etkileyebilecek özelliklere sahiptir. Artık perakende firmaları müşterilerinin mağaza içindeki hareketlerini analiz ederek pazarlama stratejileri geliştirmektedir. Cep telefonunuzu cebinizden çıkarmadan, kasiyersiz bir süpermarketten sepetinizi doldurup çıktığınızda, telefonunuz ile süpermarket iletişim kurarak otomatik olarak satın aldıklarınızın bedelini ödeyebilmektedir. Sensörler, fabrikalardaki hangi elektronik parçanın arızalanabileceğinin bilgisini size önceden haber vermekte, böylece üretim süreciniz aksamadan devam edebilmektedir. Bunun gibi pek çok yenilik, tüm sektörlerdeki iş yapış biçiminin değişmesinde daha çok belirleyici olacaktır” ifadelerini kullandı.
Yapılan araştırmalardan örnekler veren Özdebir, teknolojinin hızla geliştiğini de vurguladı. Özdebir, “Her 18 ila 24 ayda bir bilgisayar işlem gücünün ikiye katlandığını söylemektedir. İlk entegre devre 1958 yılında icat edildi, o günden bu yana bilgisayarların hızı yaklaşık 27 kez katlandı. Bize normal gelen bu artışın ne demek olduğunu anlamak için şu örneğe dikkat etmeniz yeterlidir: arabanızla 5 km hızla gitmeye başladınız ve her dakika hızınızı 2 katına çıkarıyorsunuz. Buna göre 27. dakikanın sonunda hızınız saatte 671 milyon kilometreye ulaşmaktadır. Teknolojinin ulaştığı hızı anlamak için bu örnek oldukça çarpıcıdır. İşte artık teknoloji bu kadar hızlı durumdadır. Belki hatırlarsınız, 1997’de Deep Blue programı dünyanın en iyi satranç oyuncusu Kasparov’u yendiğinde bütün dünya büyük bir şaşkınlık yaşamıştı.
Bunun yanı sıra gurme standartında hamburger üretimi tam otomatik hale getirilmiş durumda. Japonya’daki zincir restoranının 262 şubesinde suşi yapımında robotlar kullanılıyor. Siparişler müşterilere garsonlar tarafından değil taşıma bandında sunuluyor. Amazon 2012 yılından bu yana depo robotlarını kullanıyor, robotlar zemine döşeli barkodlarla belirlenmiş ızgaralarda kendi kendilerine dolaşıyorlar. Yeni nesil araç kiralama şirketleri, kiralama görevlisi ile hiç iletişim kurmaya gerek kalmadan araba rezerve edip kiralama imkanı sunuyor. Çin’de cep telefonu modülleri üreten 650 çalışanı bulunan bir fabrika robotlarla üretime geçtikten sonra çalışan sayısını 60’a düşürmüştür. Tek bir robot 8 kişinin yaptığı işi tek başına yapmakta ve daha önce yüzde 25 kusurlu üretim oranının bulunduğu fabrikada bu oranın yüzde 5’e düştüğü belirtilmiştir” açıklamasında bulundu.
Konuşmasında yapay zekanın işlevlerinden de bahseden Özdebir, “Beklenen gelişmeler ise çok daha çarpıcı. 2020’lerde bilgisayar çiplerindeki tekil tasarım elemanlarının boyutunun metrenin milyarda birine inmesi bekleniyor. 10 yıl sonrasında spor, iş dünyası ve siyasetle ilgili online haberlerin yüzde 90’ının algoritmalar tarafından yazılmasını bekleyen fütüristler var. Yapay zeka Facebook’daki 2 fotoğraftaki kişinin aynı olup olmadığını yüzde 97.25 oranında doğru tahmin ediyor. İnsanlarda bu oran yüzde 97,53. Borsalardaki alım-satımın en az yüzde 50’sinin algoritmalar tarafından yapıldığı öngörülüyor. Bu algoritmalar saniyenin binde biri olan 3-4 milisaniye hız farkını dahi kazanca dönüştürebiliyorlar. Yapay zeka ile sosyal medya üzerinden, sadece 68 beğeninize bakarak ırkınızı yüzde 95, cinsel yöneliminizi yüzde 88, siyasi parti tercihinizi yüzde 85 doğrulukla tahmin edebilir duruma ulaşılmıştır. Tüm bu teknolojiler farklı düşünmenin ürünleridir. Bizleri çepeçevre saran, temel düşünce kalıplarının dışına çıkmayı başarabilen, ana düşünce akımlarının etkisinden kendini sıyırıp özgürce düşünebilen beyinlerin ekonomik başarılarıdır bunlar. Bilgisayar biliminin babası ve aynı zamanda yapay zekanın kurucusu olarak bilinen Alan Turing, dünya savaşından önce bilgisayarın kuramsal temelini ortaya atmış, 1950 yılında ise ‘hesaplama makineleri ve zeka’ başlıklı makalesi ile bu işin teorisini ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.
Gelişen teknoloji sonucu iş yapış şekillerinin de değiştiğini belirten Özdebir, “Hayatımızın her alanını etkileyen bu gelişmeler beraberinde iş yapış şekillerimizi de değiştirmeye zorlamaktadır. Günümüz piyasa koşullarına dünya ölçeğinde bakacak olursak teknoloji startuplarına yapılan yatırımlar ön plana çıkmaktadır. Eskiden firmalar kapalı bir biçimde hareket ederek müşteri bilgilerini 3’üncü parti hizmet sağlayıcılarla paylaşmaktan kaçınırken, günümüzde aynı firmalar hem birbirleriyle rekabet etme hem de birlikte çalışmak zorunda kalmışlardır. Teknolojik yenilikler firmaları birbirlerine güven duyarak sürekli bir etkileşim halinde bulunmaya zorlamıştır. Bu nedenle içinde bulunduğumuz döneme bir anlamda hem rekabet halinde olma hem de birlikte hareket edebilme anlamına gelen rekaberlik çağı adını vermemiz yerinde olacaktır. Yüz tanıma, robotik teknolojiler, siber güvenlik, bulut teknolojileri, nesnelerin interneti gibi pek çok yenilikçi alandaki gelişmelerin temelinde söz konusu hızlı büyüyen KOBİ’ler yatmaktadır. Hızlı büyüyen KOBİ’ler üzerine yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu firmaları yenilikçi genç girişimciler kurmaktadırlar. Bu noktada hiç kaybetmemeniz gereken iki temel kavram: girişimcilik ve yenilikçiliktir. Yeni dijital dünya ve teknolojik gelişmeler yeni düşünce yapılarını da gerektiriyor. Dijital liderler artık sadece şirketlerini dijital ürünlerle donatanlardan ziyade, bir ekosistem oluşturabilme vasıflarını bulunduranlar olacaktır. Bu liderler önce düşünce yapılarını ve alışkanlıklarını, daha sonra modern gereksinimlere göre iş yapma şekillerini değiştireceklerdir” dedi.