Anne babaların yeri huzurevi değil başımızın üstüdür

Malatya'daki yaşlılar, gençlere unutulmaz öğütler verdi. Ne dediler? Ayrıntılar haberde.

Malatya'da 70 yaş üstü vatandaşlar, geçmişin aile yapısını ve büyüklerin toplumdaki yerini anlatarak, "Anne babaya saygı olmadan huzur da olmaz, bereket de. Çocuklar anne babalarının ayaklarının altını öpseler bile haklarını ödeyemezler." dedi.

"1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü" dolayısıyla İLKHA'ya konuşan Malatya'daki yaşlılar, geçmişin değerlerini hatırlatarak gençlere seslendi. Aile bağlarının zayıfladığını, büyüklerin artık eskisi gibi saygı görmediğini dile getiren yaşlılar, kendi hayatlarından örneklerle gençlere nasihatlerde bulundu.

"Eskiden saygı vardı"

Anne babaların yeri huzurevi değil başımızın üstüdür

85 yaşındaki İzzettin Umut, ayakkabı esnaflığını yaş nedeniyle bıraktığını belirterek, "Eskiden büyüğe, aileye saygı vardı. Şimdi öyle bir şey yok. Tas kayıp. Eskiden biri kızını evlendirirken 'Anne babasının yanında kalsın, tecrübe edinsin' derdi. Şimdi 'Anne babası yanındaysa kızımı vermem' deniliyor. Gençlerin büyüklerini sevmesi, sayması lazım. Onları dinlemeleri lazım” dedi.

"Bir çocuk anne babasının duasını alırsa dünyası da iyi olur, ahireti de"

Anne babaların yeri huzurevi değil başımızın üstüdür

80 yaşındaki Yusuf Beytur, kalabalık bir ailede büyüdüğünü anlatarak, "Biz babamıza, annemize, büyüklere saygı gösterirdik. Dediklerini mutlaka yerine getirirdik. Evde yere sofra kurulur, herkes birlikte yemek yerdi. Şimdi sofralar ayrı ayrı. Gençlere tavsiyem; annesine babasına, büyüğüne çok saygı göstermesi lazım. Bir çocuk anne babasının duasını alırsa dünyası da iyi olur, ahireti de. Mekânı cennet olur." ifadelerini kullandı.

"Anne babaların yeri huzur evi değil, başınızın üstüdür!"

Anne babaların yeri huzurevi değil başımızın üstüdür

72 yaşındaki Ali Seydi Aksüt, şimdi ki gençlerin sorumluluk almaktan kaçındığını belirterek, "Ben 18 yaşında evin sorumluluğunu aldım. Öküzle çift sürüyordum. Bir misafirimiz geldiği zaman köşede oturup misafirin hizmetini yapardık. Misafirle birlikte sofraya oturmazdık. Biz hem baba-annemize hem de misafire hizmet ederdik. Annem babam yanımda kaldı, vefat edene kadar onlara baktım. Onların duasıyla hacca gittim. Şimdi gençler işten kaçıyor. Bizim zamanımızda bir tas ayranla arpa ekmeği yerdik. Buğdayı da öğütür, misafir geldiğinde ekmek yapıp onlara ikram ederdik. Şimdi sofrada 10 çeşit yemek var, hâlâ 'Ne yiyeceğiz?' diye soruyorlar. Anne babasını huzurevine gönderen evlat, zamanı gelince kendi de huzurevine gider. Onların hizmetini yapmakla mükelleftir. Anne babaların yeri huzur evi değil, başınızın üstüdür! Anne babasına bakmayan cennetin yüzünü göremez. Çünkü, cennet annelerin ayakları altındadır. Çocuklar anne babalarının ayaklarının altını öpseler bile haklarını ödeyemezler." diyerek gençlere uyarılarda bulundu.

"Baba, oğul, gelin, torun hep birlikte yemek yerdik"

Anne babaların yeri huzurevi değil başımızın üstüdür

70 yaşındaki Ali Seydi Taştan, geçmişteki aile birlikteliğini özlemle anlatarak, "Ben 10 nüfuslu bir ailede büyüdüm. Baba, oğul, gelin, torun hep birlikte yemek yerdik. Şimdi torun bile dedesiyle oturup yemek yemiyor. Devlet yaşlılara bakıyor, maaşını veriyor ama eskiden yapılan saygıyı şimdi bulamazsın. Gençlerin iyisi çok ama bir kısmı bu konuda geri kalmış." diye konuştu.

"Eskiden büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilirdi"

Anne babaların yeri huzurevi değil başımızın üstüdür

80 yaşındaki Cavide Balarısı ise çocukluğunda üvey annesiyle büyüdüğünü belirterek, "Eskiden büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilirdi. Şimdi küçükler büyüklerini tanımıyor. Yaşlılar evin bereketiydi. Gençlere nasihat ediyorsun ama dinlemiyorlar. Büyükler küçüklerin elinde maskara olmuş. Allah bizi iyilerle karşılaştırsın, gençlerin yönünü iyiliğe döndürsün." dedi.

Bakmadan Geçme

Malatya Sürmanşet - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
WhatsApp İhbar Hattı
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!