Yapay Zeka İnsanlık için Fırsat mı Tehdit mi?
Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Dağ, yapay zekâ konusundaki tartışmaların yalnızca günümüz teknolojisiyle sınırlı olmadığını, tarihsel kökenlerinin çok daha eskilere dayandığını belirtti.
Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Dağ, İLKHA muhabirine yapay zeknın geçmişten günümüze uzanan düşünsel serüveni hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Dağ, yapay zekya dair günümüzde yürütülen tartışmaların yalnızca teknolojik gelişmelere indirgenemeyeceğini belirtti.
'Yapay zek tartışmaları 7'nci yüzyıla dayanıyor'
Yapay zek üzerine modern tartışmaların 1950'li yıllarda başladığını hatırlatan Dağ, 'Makineler düşünebilir mi? Yapay zek insan mıdır? İnsan ile yapay zek arasındaki fark nedir? gibi sorular o dönemde yoğun biçimde ele alınıyor. Ancak bu tartışmaların tarihsel köklerinin daha da geriye, İslam dünyasında yaşamış düşünürlere kadar uzanıyor. Bu kapsamda, dilbilimci İbn-i Cinnî, makinelerin düşünebilme kapasitesi üzerine fikir yürütüyor. 7'nci yüzyılda Descartes'ın da benzer tartışmalara katkı sunuyor.' diye belirtti.
'Teknoloji geliştikçe tartışmalar somutlaştı'
Teknolojinin gelişimiyle birlikte yapay zek tartışmalarının soyut olmaktan çıkıp somut bir boyut kazandığını dile getiren Prof. Dr. Dağ, '1970'lerde 'Yapay Zek Kışı' denilmektedir. Bu dönemde, yapay zeknın istenilen seviyeye ulaşmadığı yönünde şikyetler vardır. Bu konuda bazı yorumlar yapılmıştır. Gerekli yatırımlar yapılsaydı bu kış dönemi yaşanmazdı. 1990'lı yıllarda ise yapay zek ciddi bir artış göstermiş ve bir bahar dönemi yaşanmıştır. Yapay zek ile ilgili iki temel ayrım bulunmaktadır. Yapay dar zek ve yapay genel zek. Yapay dar zek, daha çok 0-1 sistemi üzerinden çalışan bir sistemdir. ' dedi.
'Yapay zekda insanî süreçler: Algı, muhakeme, mukayese'
Yapay zeknın bilgi edinme ve işleme kapasitesinin insanla benzerlik taşıdığına değinen Prof. Dr. Dağ, 'Bu sistemin, algoritmik süreçten rasyonel zemine taşındığı ifade edilmektedir. Yapay zeknın bilgi edinmesi ve bilgiyi işlemesi bir problem değildir. Yapay zek bunları yapabilen bir varlıktır. İnsanda var olan merak etme, algılama, muhasebe etme, muhakeme etme ve mukayese etme süreçleri, yapay zekda da vardır.' ifadelerini kullandı.
Yapay zek insan yerine mi geçecek?
Yapay zeknın toplumda bazı kaygılara yol açtığını da belirten Prof. Dr. Dağ, sözlerini şöyle tamamladı:
'Yapay zeknın bu süreçleri barındırması, 'acaba insanın yerini yapay zek alıyor mu? İnsan yapay zek karşısında köleleşecek mi, köleleşmeyecek mi?' tartışmalarını doğurmuştur. Ancak bu tartışmalar zamanla komplo teorilerine dönüşmüştür ve sağlıklı değildir. Yapay zeknın insanlar üzerinde hkimiyet kuracağı ve insanın yapay zekya köleleşeceği gibi iddialar, komplo teorisi çerçevesinde değerlendirilmelidir.' diye konuştu.