ABD İnsan Haklarını Unuttu!

Gelişmiş ülkeler göç kontrolünde avantaj sağlarken, sığınmacılar eşitsiz sistemle karşılaşıyor.

Kolombiya-ABD gerilimi, Avrupa'nın sığınmacı yönetiminde çıkar çelişkisini gözler önüne seriyor.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, ABD yönetiminin Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle düzenlediği saldırılar nedeniyle, ülkesinin güvenlik güçlerine ABD ile istihbarat paylaşımını durdurma talimatı verdi.

Petro, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda 'Karayip halklarının insan haklarının, uyuşturucu ile mücadeleyi aşması gerekir.' diyerek, Kolombiya ordusunun ABD güvenlik kurumlarıyla olan iletişim ve diğer anlaşmaları derhal sonlandırması gerektiğini bildirdi. Söz konusu karar, uzun yıllar boyunca uyuşturucu kaçakçılığına karşı birlikte hareket eden iki ülke arasındaki ilişkilere açık bir darbe oldu.

ABD'nin uluslararası sularda hız motorlu teknelere yaptığı saldırılar 'yargısız infaz' benzeri uygulamalar olarak eleştiriliyor; resmi verilere göre Trump yönetimi döneminde en az 75 kişi bu tür operasyonlarda öldürüldü. Petro, bu yüzden ABD Başkanı Donald Trump hakkında savaş suçu soruşturması başlatılması gerektiğini savundu.

Öte yandan, bu gelişmelerin gölgesinde, gelişmiş ülkelerin –özellikle AB üyesi devletlerin– sığınmacı ve iltica politikaları açısından ciddi eleştirilerle karşılaştığı görülüyor. AB'nin ilk 'Yıllık İltica ve Göç Raporu'nda, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Kıbrıs gibi ülkelerin 'göç baskısı altında' oldukları ilan edildi. Bu ülkeler, 2026'da diğer AB üyeleri tarafından sığınmacıların yerleştirilmesi veya finansal katkı yoluyla desteklenmesi öngörülen 'dayanışma havuzu' mekanizmasına dahil edildi.

Ancak bu düzenlemeler, sığınmacı hakları ve yüklerin eşit paylaşımı açısından ciddi sorunlar yaratıyor. Araştırmalar, AB'nin göç ve iltica sisteminin hl bölünmüş olduğunu, sınırlarındaki ülkelerin (özellikle Akdeniz çekenleri) orantısız yük altında kaldığını gösteriyor.

Örneğin AB, reddedilen sığınmacıların blok dışındaki 'geri yollama merkezlerine' gönderilmesi fikrini tartışıyor; bu öneri insan hakları örgütlerince 'uzun süreli hapsetme riski' ve 'temel garanti eksikliği' nedeniyle yoğun şekilde eleştiriliyor.

Ayrıca, AB'nin göç politikalarında güvenlik ve kontrol odaklı yaklaşımları öne çıkmakta; bu durum, sığınmacıların koruma ihtiyacından ziyade 'güçlük unsuru' olarak görülmesine yol açıyor. Örneğin bu yaklaşımlar, insan hakları örgütleri tarafından 'mültecileri ve sığınmacıları caydırma politikası' şeklinde tanımlanıyor.

Bu bağlamda, Kolombiya ile ABD arasındaki gelişme önemli bir simgedir: gelişmiş ülkeler, göç, sınır güvenliği, kontrol mekanizmaları ve dış politika söylemleriyle 'kuşatılma' altında olabileceğini düşündükleri ülkelerde politik hamleler yaparken, kendi göç ve sığınmacı politikalarında şeffaflık, yük paylaşımı ve insan haklarına dayalı yaklaşımlar açısından büyük eksikler barındırıyorlar.

Gelişmiş ülke ve bloklar, göçmen/sığınmacı akımlarını dışa yönetme, geri gönderme ya da üçüncü ülkelere devretme eğilimindeler ki bu da küresel eşitsizlikleri derinleştiriyor ve insan hakları açısından ciddi uluslararası eleştiriler doğuruyor. AB'nin 'dayanışma havuzu' gibi mekanizmaları yük paylaşımını sağlıyor gibi görünse de, temelinde göç yönetimini merkezleştiren ve sınır kontrolüne odaklanan bir sistem kuruluyor. Bu sistemde, sığınmacı hakları ve ev sahibi ülkelerin sorumluluğu eşit düzeyde ele alınmıyor.

Kolombiya ile ABD arasındaki istihbarat paylaşımının askıya alınması kararı, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkiyi değil, göç-iltica politikalarında gelişmiş ülkelerin kendi evinde uyguladığı politikaların çelişkisini de açığa çıkarıyor. Gelişmiş demokrasiler 'insan hakları', 'dayanışma', 'uluslararası koruma' gibi kavramları sıklıkla kullanırken, pratikte sınır güvenliği ve kontrol politikaları ile bu kavramlar arasında çatışma yaratıyor. Avrupa Birliği özelinde bu durum; sığınmacıların yükünün belirli ülkelere kaydırılması, geri yollama merkezleri oluşturulması ve yük paylaşımının eşit olmaması gibi sorunlar üzerinden kritik bir sınav veriyor.

Bakmadan Geçme