15 Temmuz ihaneti anlatıldı
Malatya İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, konferansta yaptığı konuşmada, '15 Temmuz darbe girişimi, güçlenen Türkiye'nin önünü kesme çabasıydı' dedi. Doç. Dr. Osman Ağır ise 'Millet demokrasisine sahip çıkma noktasında daha bilinçli hale geldi' ifadesini kullandı.
Malatya İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, konferansta yaptığı konuşmada, '15 Temmuz darbe girişimi, güçlenen Türkiye'nin önünü kesme çabasıydı' dedi. Doç. Dr. Osman Ağır ise 'Millet demokrasisine sahip çıkma noktasında daha bilinçli hale geldi' ifadesini kullandı.
İnönü Üniversitesinde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla '15 Temmuz Darbe Girişiminde Uluslararası Boyut' konferansı düzenlendi.
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ve İnönü Üniversitesi resmi YouTube kanalından canlı olarak yayınlanan konferansa, Malatya Valisi Aydın Baruş, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Selami Arslan, İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Muammer Zafer, Malatya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, 2. Ordu Komutanlığı personelleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile akademik ve idari personel katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan konferans, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Türkiye Geçilmez' temalı kısa film ile İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Programı Başkanı Prof. Dr. Ersan Çiftçi tarafından bestelenen 'Uyandı Bir Millet - 15 Temmuz Marşı'nın gösterimiyle devam etti.
'15 Temmuz darbe girişimi, güçlenen Türkiye'nin önünü kesme çabasıydı'
İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek yaptığı açılış konuşmasında, beş yıl önce yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı koyarak hayatlarını ülkeleri için feda eden 251 şehidi rahmetle, minnetle ve saygıyla andığını belirtti Darbe sözcüğünün meşru bir siyasal iktidarı, meşru olmayan yol ve yöntemler kullanarak iktidardan düşürme ve iktidarı ele geçirme eylemi olarak tanımlandığını ifade eden Baharçiçek, Türkiye'de çok sayıda darbe ve darbe teşebbüsünün gerçekleştiğine vurgu yaptı. Baharçiçek, yaşanan bütün bu darbe ve darbe girişimlerinde dış güçlerin belirleyici olduğunu belirtti.
15 Temmuz darbe girişiminin bölgesel bir güç haline gelen ve küresel ölçekte uluslararası siyaseti etkileme kapasitesine ulaşan Türkiye'nin önünü kesme çabası olduğunu kaydeden Baharçiçek, 'Darbeye maruz kalan bütün liderlerimiz milli iradeyi temsil ediyordu. Ülkelerini daha ileriye götürme çabası içerisindeydiler' şeklinde konuştu.
Baharçiçek ayrıca konuşmasında sahip olunan milli ve manevi değerlerin korunduğu sürece bu milleti hiçbir gücün tahakküm altına alamayacağına ve bölemeyeceğine vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı.
'Türkiye tarihinin en karanlık gecesi olarak görülebilir'
Konferansa konuşmacı olarak katılan İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ağır, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dört askeri darbe ve üç darbe girişiminin yaşandığını vurgulayarak yaşanan bu hadiselerin Türkiye'yi gelişmekten alıkoyduğunu ve hem maddi hem de manevi zararlara uğrattığını belirtti.
Ağır konuşmasında 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişimini Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yapılanmış olan FETÖ'cü grubun gerçekleştirdiğini dile getirdi ve o gece yaşanan olaylar sonucunda ise 251 kişinin şehit olduğunu, 2 bin'den fazla kişinin de yaralandığını ifade etti. FETÖ için 'İslami öğretilerin pasifize edilmesi, Müslüman kitlelerde Batı sempatisi oluşturulması ve ABD ile İngiltere'nin 'Ilımlı Din' projesinde taşeron olarak 'Truva Atı' görevi üstlenen örgüttür.' tanımlamasını yapan Ağır, ayrıca 17- 25 Aralık sürecinde yaşanan olayların da devletin birçok kurumuna sızmış illegal bir yapı olan FETÖ'nün milli iradeye darbe teşebbüslerinin bir parçası olduğunu kaydetti.
15 Temmuz'da yaşanan hadisenin Batılı ülkelerin Batı dışı dünyaya bakışlarındaki sorunun devam ettiğini gösteren, dış kaynaklı ve planlı bir kalkışma olduğuna işaret eden Ağır, bu girişimle birlikte Türkiye'de bir infial ortamının, ardından da bir iç savaşın hedeflendiğini belirtti. 15 Temmuz hain darbe girişimine giden süreçteki olayları değerlendiren Ağır, bu olayların uluslararası aktörlerin planının bir parçası olduğunu vurguladı.
15 Temmuz hain darbe girişimini kınayan en net açıklamanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e ait olduğunu belirten Ağır, diğer Batılı devlet adamları ile Batı medyasının ise bu olaya ya kayıtsız kaldığını ya da doğrudan darbecilere destek veren açıklamalarda bulunduğunu ifade etti.
15 Temmuz darbe girişimini uluslararası gelişmeler bağlamında değerlendiren Ağır, ayrıca bu olayın Arap Baharı, Türkiye-Rusya ilişkileri, Türkiye'nin bağımsız bölgesel politikaları ve Batılı ülkelerin küresel hedefleriyle ilişkili olduğunu belirtti.
'Millet demokrasisine sahip çıkma noktasında daha bilinçli hale geldi'
Ağır, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye için sonuçlarını ise şu sözlerle ifade etti:
'Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya kamuoyunda darbe ve buna benzer yöntemlerle hegemonya altına alınmasının kolay olmayacağı anlaşıldı. Türk milleti demokrasisine sahip çıkma noktasında daha bilinçli hale geldi. Müttefik olarak görülen bazı ülkelerin kirli yüzü Türkiye kamuoyunda bu kadar net tartışılmaya başlandı.'
Türkiye'deki yaşanan darbe girişimlerinin uluslararası boyutuna ilişkin bazı tespitlerde de bulunan Ağır, konuşmasında, 'Yaşadığımız darbelere baktığımız zaman bunları gerçekleştirenlerin dış bağlantılarının bulunduğu, darbe öncesi dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinde sorunların yaşanmakta olduğu, darbe sonrası ise Türkiye-ABD ilişkilerinde iyileşmelerin meydana geldiği; küresel güçlerin kendilerine rakip, dünyada söz sahibi olacak bir Türkiye yerine Orta Doğu'da istedikleri gibi yönetebilecekleri bir Türkiye'yi tercih etmekte oldukları ve ayrıca bu girişimlerin Türkiye'nin siyasi ve ekonomik açıdan atılımlar gerçekleştirdiği dönemlere denk geldiği anlaşılmaktadır' ifadelerine yer verdi.
Ağır, Türkiye'nin bir daha darbe ve darbe girişimleri yaşamaması ve demokrasisine sahip çıkması temennisinde bulunarak konuşmasını sonlandırdı.
İnönü Üniversitesinde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla '15 Temmuz Darbe Girişiminde Uluslararası Boyut' konferansı düzenlendi.
Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ve İnönü Üniversitesi resmi YouTube kanalından canlı olarak yayınlanan konferansa, Malatya Valisi Aydın Baruş, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Selami Arslan, İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Muammer Zafer, Malatya Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, 2. Ordu Komutanlığı personelleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile akademik ve idari personel katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan konferans, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 'Türkiye Geçilmez' temalı kısa film ile İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Programı Başkanı Prof. Dr. Ersan Çiftçi tarafından bestelenen 'Uyandı Bir Millet - 15 Temmuz Marşı'nın gösterimiyle devam etti.
'15 Temmuz darbe girişimi, güçlenen Türkiye'nin önünü kesme çabasıydı'
İnönü Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek yaptığı açılış konuşmasında, beş yıl önce yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı koyarak hayatlarını ülkeleri için feda eden 251 şehidi rahmetle, minnetle ve saygıyla andığını belirtti Darbe sözcüğünün meşru bir siyasal iktidarı, meşru olmayan yol ve yöntemler kullanarak iktidardan düşürme ve iktidarı ele geçirme eylemi olarak tanımlandığını ifade eden Baharçiçek, Türkiye'de çok sayıda darbe ve darbe teşebbüsünün gerçekleştiğine vurgu yaptı. Baharçiçek, yaşanan bütün bu darbe ve darbe girişimlerinde dış güçlerin belirleyici olduğunu belirtti.
15 Temmuz darbe girişiminin bölgesel bir güç haline gelen ve küresel ölçekte uluslararası siyaseti etkileme kapasitesine ulaşan Türkiye'nin önünü kesme çabası olduğunu kaydeden Baharçiçek, 'Darbeye maruz kalan bütün liderlerimiz milli iradeyi temsil ediyordu. Ülkelerini daha ileriye götürme çabası içerisindeydiler' şeklinde konuştu.
Baharçiçek ayrıca konuşmasında sahip olunan milli ve manevi değerlerin korunduğu sürece bu milleti hiçbir gücün tahakküm altına alamayacağına ve bölemeyeceğine vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı.
'Türkiye tarihinin en karanlık gecesi olarak görülebilir'
Konferansa konuşmacı olarak katılan İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ağır, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dört askeri darbe ve üç darbe girişiminin yaşandığını vurgulayarak yaşanan bu hadiselerin Türkiye'yi gelişmekten alıkoyduğunu ve hem maddi hem de manevi zararlara uğrattığını belirtti.
Ağır konuşmasında 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişimini Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde yapılanmış olan FETÖ'cü grubun gerçekleştirdiğini dile getirdi ve o gece yaşanan olaylar sonucunda ise 251 kişinin şehit olduğunu, 2 bin'den fazla kişinin de yaralandığını ifade etti. FETÖ için 'İslami öğretilerin pasifize edilmesi, Müslüman kitlelerde Batı sempatisi oluşturulması ve ABD ile İngiltere'nin 'Ilımlı Din' projesinde taşeron olarak 'Truva Atı' görevi üstlenen örgüttür.' tanımlamasını yapan Ağır, ayrıca 17- 25 Aralık sürecinde yaşanan olayların da devletin birçok kurumuna sızmış illegal bir yapı olan FETÖ'nün milli iradeye darbe teşebbüslerinin bir parçası olduğunu kaydetti.
15 Temmuz'da yaşanan hadisenin Batılı ülkelerin Batı dışı dünyaya bakışlarındaki sorunun devam ettiğini gösteren, dış kaynaklı ve planlı bir kalkışma olduğuna işaret eden Ağır, bu girişimle birlikte Türkiye'de bir infial ortamının, ardından da bir iç savaşın hedeflendiğini belirtti. 15 Temmuz hain darbe girişimine giden süreçteki olayları değerlendiren Ağır, bu olayların uluslararası aktörlerin planının bir parçası olduğunu vurguladı.
15 Temmuz hain darbe girişimini kınayan en net açıklamanın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e ait olduğunu belirten Ağır, diğer Batılı devlet adamları ile Batı medyasının ise bu olaya ya kayıtsız kaldığını ya da doğrudan darbecilere destek veren açıklamalarda bulunduğunu ifade etti.
15 Temmuz darbe girişimini uluslararası gelişmeler bağlamında değerlendiren Ağır, ayrıca bu olayın Arap Baharı, Türkiye-Rusya ilişkileri, Türkiye'nin bağımsız bölgesel politikaları ve Batılı ülkelerin küresel hedefleriyle ilişkili olduğunu belirtti.
'Millet demokrasisine sahip çıkma noktasında daha bilinçli hale geldi'
Ağır, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye için sonuçlarını ise şu sözlerle ifade etti:
'Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya kamuoyunda darbe ve buna benzer yöntemlerle hegemonya altına alınmasının kolay olmayacağı anlaşıldı. Türk milleti demokrasisine sahip çıkma noktasında daha bilinçli hale geldi. Müttefik olarak görülen bazı ülkelerin kirli yüzü Türkiye kamuoyunda bu kadar net tartışılmaya başlandı.'
Türkiye'deki yaşanan darbe girişimlerinin uluslararası boyutuna ilişkin bazı tespitlerde de bulunan Ağır, konuşmasında, 'Yaşadığımız darbelere baktığımız zaman bunları gerçekleştirenlerin dış bağlantılarının bulunduğu, darbe öncesi dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinde sorunların yaşanmakta olduğu, darbe sonrası ise Türkiye-ABD ilişkilerinde iyileşmelerin meydana geldiği; küresel güçlerin kendilerine rakip, dünyada söz sahibi olacak bir Türkiye yerine Orta Doğu'da istedikleri gibi yönetebilecekleri bir Türkiye'yi tercih etmekte oldukları ve ayrıca bu girişimlerin Türkiye'nin siyasi ve ekonomik açıdan atılımlar gerçekleştirdiği dönemlere denk geldiği anlaşılmaktadır' ifadelerine yer verdi.
Ağır, Türkiye'nin bir daha darbe ve darbe girişimleri yaşamaması ve demokrasisine sahip çıkması temennisinde bulunarak konuşmasını sonlandırdı.