İşte futbol böyle bir oyundur… - Mehmet TÜREL

İşte futbol böyle bir oyundur…


Bazen sizin hesabınızla, bu şeytan işi albenili oyunun hesabı örtüşmez ve çoğu zaman anlayana oldukça güzel dersler verir.

Kasımpaşa maçı da neresinden bakarsanız bakın derslerle dolu bir maçtı.

Bir kulüp düşünün…

Hocası görevinden ayrılmış, yönetimi acil durum ilan etmiş, futbolcusu ise yaşanan bu olumsuzluklardan dolayı canından bezmiş!

Ve bu takımı size veriyorlar, şu maçlara çıkar diyorlar.

Sizin de yok diyecek haliniz, ya da lüksünüz olmadığı için el mahkûm bu kaotik ortamda pimi çekilmiş bombayı elinize alıp denileni yapıyorsunuz.

Kimden mi bahsediyorum?

Buralı oldukları için, bırakın teknik direktörlüğü, adam yerine bile koymadığımız, ‘gel’ dediğimizde gelen, ‘git’ dediğimizde giden, başka teknik adamlara yapmadığımız eleştirileri, vermediğimiz akılları verdiğimiz bizim çocuklardan…

Bilmem farkında mısınız, Yeni Malatyaspor belki de son dönemlerin en önemli maçına çıktı.

Yenilsek, taş üstünde taş kalmayacak.

’Kupadan sonra ligde de fiyasko’ manşeti atmak isteyen fırsatçıların ağızlarından akan salyalardan küçük göletler oluşmuş.

Anlayın durumun vahametini yani.

Velhasıl kelam, Ali Ravcı ve Hakan Çalışkan’ın başında olduğu Yeni Malatyaspor çıktı ve tüm bu olası kötü senaryoları yerin dibine gömdü.

Hem de bir teknik adamın kolay kolay cesaret edemeyeceği radikallikte adımlar atıp, adeta yeniden dizayn edilen bir takımla.

Bunları kimse konuşmayacak, eminim!

Niye çünkü onlar Malatyalı! Niye çünkü onlar her elimizi uzattığımızda kolaylıkla bulabileceğimiz yakınlıktalar da ondan!

/      /       /      /      /     /    /      /      /     /    /

Bu yazıyı 4 Mayıs 2019 tarihinde kaleme almışım.

Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür, tekrar hatırlamakta fayda var diye düşündüm.

Çünkü bazı önemli hadiseler o kadar kolay unutulup gidiyor ki; tarihe küçük bir not düşmekte fayda var diye düşündüm.

Geçen sezon bu takım Avrupa’ya giderken takımın başında o yukarıda bahsettiğim Malatya’nın çocukları vardı.

Birkaç kişinin dışında, ‘elinize sağlık’ bile denmedi.

Sessizce gelip, sessizce gittiler.

Elbette ki Erol Bulut’un geçen sezon ki emekleri yadsınamaz, fakat giderken ne bu takım ilk 5’i garantilemişti, ne de iyi bir durumdaydı.

Galatasaray’dan fark yiyerek kupadan elenmiş, Avrupa hedefinden uzaklaşma emareleri göstermeye başlamıştı.

Şuan ki durumumuzla benzeşen tarafları çoktu aslında.

Malasef kupada rakibinden fark yiyip turu zora sokmuş, ligde ise hedefin uzağında kalmış bir görüntüdeyiz.

Ve yine sessiz sedasız bizim çocuklar takımı çok kritik bir maça hazırlamaya çalışıyorlar.

Evet çalışıyorlar!

Çünkü daha Sergen Yalçın tesislerden dışarı adım atar atmaz, herkes kendi teknik adamını belirlemişti bile.

Bir tek bizim çocukların adı geçmiyor, bir tek onlara destek mesajı atılmıyordu.

Bu yazımdan farklı anlamlar çıkarılmasın lütfen ben teknik adam şu olsun, bu olsun derdinde değilim.

Ben kendi değerlerimizi kaybetme adına bu kadar hevesli ve becerikli oluşumuza üzüldüm açıkçası.

Onlar çok şey beklemiyor bizden; güvenmemiz kâfi.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
03Kas

Bu Takım Keyif Veriyor

16Mar

Kişi Takıntımız!

07Mar

Yeni Malatyaspor Üzerinden…

19Şub
09Şub

SORUNLU YÖNLERİMİZ